ÖZELLİKLE ÖĞRENCİLERİMİZ VE VELİLERİMİZ İÇİN EDEBİYAT ÖĞRETMENİMİZ REYHAN İLKAR'IN

ÖZELLİKLE ÖĞRENCİLERİMİZ VE VELİLERİMİZ İÇİN EDEBİYAT ÖĞRETMENİMİZ REYHAN İLKAR'IN "GERÇEK DÜNYA' İSİMLİ DENEME YAZISI.

Edebiyat Öğretmenimiz Reyhan İLKAR'ın kendi kaleminden 'GERÇEK DÜNYA' başlıklı deneme yazısını okurseverlerimiz için sizlerle buluşturduk.

Değerli öğretmenimize teşekkür eder sizlere de keyifli okumalar dileriz.

08.01.2021 408

İnsan kaynakları ile ilgili yapılan çalışmalardan literatüre geçen bazı bilgileri duymuşsunuzdur. Belli yıllar arasında doğmuş insanlar sınıflandırılmıştır."Kuşak çatışması nedir?"denildiğinde bu bilgilerin farkında olanlar bir kez daha doğruluğundan bahsederler. Her kuşağı, kendi özelliklerini yaşam koşullarını çağın gereklerini düşünerek olduğu gibi kabul etmelidir. Nesillerin uyum içinde yaşayabilmesi için en iyisi budur bence.

Yapılan bu araştırmalara göre 1965 ve 1979 yılları arası doğanlar X kuşağı;1980 ve 1994 yılları arası doğanlar Y kuşağı olarak adlandırılmış. Bu kuşağa "Y" denmesinin nedeni İngilizcedeki "Why?" kelimesinden geliyormuş.Yani bu kuşak insanları çok sorguladıklarından ötürü bu ismi almışlar.

İş yaşamlarında en önemli değerleri; sosyal sorumluluk, özgüven ,hedefe odaklanma ve farklılıklara saygı duymalarıymış.Fark yaratmak ve fark edilmek isteyen, değişime açık tavırlar sergilerken iş hayatlarında da esnek olmayı amaçlar-larmış.Para için çalışmak yerine yaşamak için çalışmayı tercih ederlermiş.Genellikle de sosyal medya,pazarlama,bilişim ve iletişim sektörlerinde çalışmayı isterlermiş.Kıyafetten çalışma saatlerine kadar farklı tercihler yaptıkları belirlenmiş ve üstelik takdir edilmeyi ve yaptıkları işlerden geri bildirim almayı da fazlasıyla arzularlarmış.

Bir de öğrendiğime göre bu Y kuşağı olarak geçen kuşak Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 25 'ini kapsıyormuş.Bu oldukça fazla bir oran değil mi?

Z kuşağına gelirsek ; onlar da milenyum kuşağı diye adlandırılıyorlar.2000 yılına yakın yıllarda doğan bu kuşak ise teknolojinin kucağına doğanlar oluyor.Teknolojiye en kolay uyum sağlayanlar onlar.Ama teknolojiyi hayatına en son katan X kuşağı ile en çok çatışan da işte yine bu Z kuşağı.

Ben bu araştırmalara göre X kuşağına mensubum. Biz sokaklarda top,misket,saklambaç oynayan,mutluluğu bu oyunlarla kolayca bulan,hayal dünyası geniş ve saf çocuklardık.

O kadar saftık ki düşüp bir yerimiz acıdığında annemiz öpünce geçer zannederdik. Dünyada hiç kötü bir şey olmuyor sanırdık. Pespembe mutlu bir dünya... Sokak satıcısından aldığımız tahta çubuklara sarılan rengarenk macunlar, gazete kağıdından yapılmış külahta bakkal amcadan aldığımız ay çekirdekleri, üstünde iri halka küpeleriyle ,çikolata renkli teniyle ,başı bandanalı bir kadın figürü olan adını hala unutmadığım MABEL sakızlar bizi öyle mutlu ederdi ki hiçbir şeyi gözümüz görmezdi.İlk okuldayken 18 yaşındaki ağabey ve ablalar bize çok büyük;30 yaşındaki akrabalar yaşlı gelirdi.

Yaldızlı, simli kartpostalları biriktirmek, uzaklarda yaşayan sevdiklerimize, akrabalarımıza onları en güzel yazılarımızla en güzel dileklerimizi, özlemlerimizi yazıp göndermek çok büyük heyecanlardı.

Çeşit çeşit desenli peçeteleri koleksiyon yapar ;arkadaşlarımızla değiş tokuş ederdik.Zaman zaman da gururla gösterir,kaç tane olmuş sayardık.

Okula gitmek bizim için bir eziyet ,bir zorluk değildi.Sevinçti,istekti.En kısa tatillerde bile özlerdik arkadaşlarımızı,öğretmenlerimizi.Beyaz tebeşir,beyaz yakalarımız,kara tahta ve kara önlüklerimiz bizim en renkli günlerimizin güzelliğiydi.

Ne zaman ki büyüdük ne zaman ki yetişkin olduk işte o zaman gerçek dünyayla yüzleştik. En güzel yıllarımız çocukluğumuzda hapis kaldı.

Tek kanallı siyah beyaz televizyondan-ki üstünde hep bir dantel örtü olurdu-renkli televizyona 12 yaşında geçmiş bir insanın otuzlu yaşlarda cep telefonuna,bilgisayara yani teknolojiye uyum sağlaması ne kadar zordur anlaşılmalıdır.Okullarda disipline alışmış,asla kuralları çiğnemeyen,uyumlu,sabırlı,otoriteye saygılı çalışmayı seven,okuyan bir kuşak olan biz X kuşağını Y ve Z kuşağı anlayamadı.Tabii biz de onları...

Şimdi ülkeyi bizim kuşağımız yönetiyor belki ama gelecek Y ve Z 'lerin...Belki Y'lerin fazla öz güvenli oluşları,çalışma konusundaki rahatlıkları,otoriteye karşı gelişleri bir o kadar da girişimci cesur halleri biz X'leri ürkütüyor.Ya da Z kuşağının adeta teknolojiyle yaşayan bir kuşak olmaları ,sosyalleşmeyi bile internet aracılığıyla tercih etmeleri,sanal alemi etkin biçimde kullanmaları bizi şaşırtıyor.

Yine de bizlerden farklı olarak dikkat süreleri kısa olsa da aynı anda birden fazla işi bu teknoloji avantajıyla yapabilme yetenekleri de yadsınamaz.

Günümüzde eğitim sistemi Z kuşağının ilgisini bu yüzden çekmiyor olsa gerek. Teknolojik ortamlarda bu kuşağın ilgisini eğitime çekmek daha kolay.

Evet Z kuşağı her anını sosyal medyada paylaşmaktan çekinmez,söylemek ve yapmak istediğini direkt söyler.Belki bu yüzden de kuşak çatışması yaşıyoruz.Ama onların da çağın gereklerini ister istemez yaşadıklarını unutmamalıyız.

Biz tek kanallı televizyonun dar dünyasından sadece kitaplarla uzak kültürlere ulaşabilirken onlar bizim zamanında yerlerini hayal bile edemediğimiz ülkelerdeki insanlarla dillerini öğrenip konuşabiliyorlar.

Tamam çabuk sıkılıyorlar.çabuk tüketiyorlar,hızlı yaşıyorlar ama yenilikleri takip eden geniş de bir yaratıcılıkları var.

Zaman,onların hırslı,azimli olmayan çalışma yöntemlerine şekil verecektir zaten.Çünkü meslekler bile değişiyor.Teknolojiyle bazı meslekler insansız yapılmaya başlandı bile.Yaşadığımız bu pandemi dönemi de gösterdi ki yaşanılan koşullar insanların uyum sağlamasını zorunlu kıldı.Yeni çağ,neyi gerektiriyorsa genç kuşaklar da ona göre şekil alacak tabii.

Yeter ki özünü,kültürünü kaybetmemiş,milletine vatanına faydalı bireyler olabilsinler. Çağdaş yaşam bunu gerektiriyorsa yapsınlar ama ne iş yaparlarsa yapsınlar en iyisi olmak için de çalışsınlar.

Ben hangi adlar verilirse verilsin ister Z,ister Q ,ister W kuşağı densin; Türkiye'nin yeni kuşaklarının tüm dünyayı yönetecek ,yönlendirecek zeka ve güce sahip olduklarını düşünüyorum.Gelecekten,gençlerden umudumuzu hiç kesmemeliyiz.Kuşaklarımız farklı yetişti ,onlarla çatışıp umutlarını,hayallerini kırmamalı tam tersine destek olup teşvik etmeliyiz.

Gençler, eğitimlerini tamamlayıp gerçek dünya ile yüz yüze geldiklerinde hangi mesleği seçerlerse seçsinler ailelerini ve milletimizi kalkındırmak için ellerinden gelenin en iyisini yapmak zorundadır. Tıpkı zamanında bizim yapmaya çalıştığımız gibi.

 

REYHAN İLKAR

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ